Bilim insanları, karanlık maddenin ya evrenin kenarında Büyük Patlama sonrası oluştuğunu ya da yalnızca “karanlık” kuvvetlerin işlediği bir ayna evrende saklandığını öne sürüyor.
Ne ışık yayan ne de yansıtan karanlık maddenin, galaksileri bir arada tutacak kadar güçlü kütleçekim etkisi yarattığı düşünülüyor. Yine de bugüne kadar hiçbir doğrudan tespit girişimi sonuç vermedi.
Kaliforniya Üniversitesi’nden fizikçi Stefano Profumo, Physical Review D dergisinde yayımlanan çalışmalarında karanlık maddenin iki olası kökenine dikkat çekiyor.
“EVRENDEKİ TÜM KARANLIK MADDEYİ BARINDIRABİLİR”
İlk senaryoya göre, karanlık madde yalnızca karanlık versiyon parçacıklar ve kuvvetlerin bulunduğu bir “ayna evren” içinde var olabilir. Bu evrende karanlık kuarklar ve gluonlar, tıpkı bizim evrenimizdeki gibi karanlık proton ve nötronları oluşturabilir. Yeterince yoğun karanlık baryon bulutları çökmeye uğrayarak kara delik benzeri yapılar oluşturabilir ve bu da evrendeki tüm karanlık maddeyi barındırabilir.
PARÇACIKLAR HALA ORTAYA ÇIKABİLİR
İkinci olasılık ise, Büyük Patlama’dan hemen sonra evrenin hızla genişlediği “kozmik ufuk” bölgesinde karanlık madde parçacıklarının oluşup evrene radyasyon gibi yayıldığı yönünde. Evrenin halen genişlemeye devam etmesi, bu parçacıkların bugün bile ortaya çıkabileceği anlamına geliyor.
Profumo, bu fikirlerin spekülatif olsa da imkansız olmadığını belirtiyor. Eğer karanlık fiziğin hâkim olduğu bir ayna evren gerçekten varsa, belki de bir gün oraya açılan bir kapı bulunabilir.